T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
TRABZON / YOMRA - Trabzon Yomra Fen Lisesi

Osman Nuri TÜRKER - Okul Müdür Vekili

Bizi alıp sürükleyen günlük hayatın meşgalesinden bir an sıyrılıp, belki durdurup zamanı, “hayal-hanesi”nin odalarında canlanan sahneler arasında dolaşmalı arada bir. Daha da güzeli, hüzünleri öteleyip, bıraktığımız “baki kalan hoş seda”lara sarılmak. Yaşanmış olan güzeldir; yaşanacak olan değerli. Hep bu nazarla bakmalı geriye. İnsanlar, yaşanmaya değer en güzel günlerin geride kaldığını düşündükleri için mutsuz olurlar çoğu zaman.

Trabzon 1969 yılı 1 Mayısında “Belde-i Mübareke’nin – ki kutsal toprakların üçüncüsüdür- Hopşera nam Soğanlı Köyü’nde altı çocuklu bir memur ailesinin en küçük çocuğu olarak gelmişim dünyaya. (Doğum günüm yeryüzünde çeşitli nümayişlerle kutlanır her yıl.) Çocukluk sahnesi, her Karadenizli köy çocuğunun yaşadıklarıyla aynı. Alabildiğine yeşil dağların kuşattığı zümrüt bir koza içinde hayat. Yeşilden sıkılıp bakmak isterseniz maviye, sırt üstü uzanmalısınız toprağa.

Köyde ilkokul; ilçede lise hayatı. Köyden ilçeye yaya olarak yedi yıl “git ve gel, yüz adım, bin yıllık konak” Lise yıllarımdan en hatırda kalan sahne, kişiliğimde ve yetişmemde emeklerini minnetle andığım birkaç hocam ve okulun, nitelikli eserle dolu küçük kütüphanesi. Kaçış Ankara 1987 Yılı Mayıs ayının son günleri, bırakıp makası çay bahçesine, üniversite sınavı için yoldayım.

Çocukluğumdan beri içimde hınç gibi beslediğim, etrafımı kuşatan bu yeşil kozayı yırtma isteği ve dışarıdaki dünyayı görme iştiyakı bana Karadeniz Bölgesinden hiçbir fakülte tercih ettirmedi. Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Edebiyatı hep sevmiştim; fakültemi bir o kadar… Her biri alanının otoritesi olan hocalardan birebir ders almış olmak bakımından kendimi hep şanslı gördüm.

Öğrencilik esnasında bir süre dergicilik… İstanbul Marmara Üniversitesinde, Pedagojik Formasyon nedeniyle öğrencilik; bu arada vekil öğretmenlikle birlikte nalburiye esnaflığından meşrubat toptancılığına, ayakkabı fabrikasında işçiliğe varıncaya birbiriyle alakasız pek çok işle uğraşı. Bu esnada İstanbul’u, tarihi vechesi yanında, bağrında yaşattığı yitik figüranlarıyla birlikte tanıma fırsatı.

Şanlıurfa 1994 Eylülünde klimalı otobüsten indiğimde otogarda sıcaktan boğuluyorum sandım. O yıl başlayan öğretmenlik dönemi. İki ayrı okulda geçen yedi yıl. En önemlisi bu yıllarda bölgeyi gezip görme fırsatı. Mezopotamya; kadim medeniyetler tarihi… Niçin bir ve birlikte olmaya mecbur ve mahkûm olduğumuzun idraki. Güneydoğu; güzel sesler, yanık türküler diyarı.

1997; Trabzon’da aradığımı Urfa’da buldum. Samsun 2001 yılı; Havza Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi. İki yıl sonra Havza Anadolu Lisesi. Havza; Türkiye kültür mozayiğini oluşturan bütün unsurlara şahit olabileceğiniz ender köşe. Adeta sosyal müze. Orada yaşamış olmak başlı başına bir hayat tecrübesidir. Dönüş 2005 yılı Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri Öğretmen Seçme Sınavı. Amaç, o yıllarda yeni açılan Sosyal Bilimler Liselerinden birine geçebilmek.

Atama süreci; sürpriz: Sosyal Bilimler Liselerinde Edebiyat Öğretmenine ihtiyaç yok. “O zaman Fen Lisesi olsun.” Artık kendimi yabancı hissettiğim şehrime 19 yıl sonra dönüş. Netice: “İyi ki gelmişim!”

Boş zamanlarımda ne yaparım? “Uyurum.” Kitap okumak ya da güzel sanatların bir dalı ile uğraşmak boş zaman işi değildir. Toprakla uğraşmayı severim.